Saçma ey göz eşkten gönlümdeki odlara su
Kim bu denlü dutuşan odlara kılmaz çâre su
Âb-gûndur günbed-i devvâr rengi bilmezem
Yâ muhît olmuş gözümden günbed-i devvâra su
Zevk-ı tîğından aceb yoh olsa gönlüm çâk çâk
Kim mürûr ilen bırağur rahneler divâra su
Vehm ilen söyler dil-i mecrûh peykânın sözün
İhtiyât ilen içer her kimde olsa yâra su
Suya versin bâğ-ban gül-zârı zahmet çekmesin
Bir gül açılmaz yüzün tek verse min gül-zâra su
Ohşadabilmez gubârını muharrir hattına
Hâme tek bakmaktan inse gözlerine karasu
Ârızın yâdıyla nem-nâk olsa müjganım nola
Zâyi olmaz gül temannâsıyla vermek hâra su
Gam günü etme dil-i bîmârdan tîğın dirîğ
Hayrdır vermek karanu gicede bîmâra su
İste peykânın gönül hecrinde şevkım sâkin et
Susuzam bir kez bu sahrâda menimçün ara su
Men lebin müştâkıyam zühhâd kevser tâlibi
Nitekim meste mey içmek hoş gelir huş-yâra su
Ravza-i kûyine her dem durmayıp eyler güzâr
Âşık olmuş gâlibâ ol serv-i hoş-reftâra su
Su yolun ol kûydan toprak olup tutsam gerek
Çün rakîbimdir dahi ol kûya koyman vara su
Dest-bûsu ârzûsuyla ger ölsem dostlar
Kûze eylen toprağım sunun anınla yâra su
Serv ser-keşlik kılur kumrî nîyâzından meğer
Dâmenin duta ayağına düşe yalvara su
İçmek ister bülbülün kanın meğer bir reng ile
Gül budağının mizâcına gire kurtara su
Tinet-i pâkini rûşen kılmış ehl-i âleme
İktidâ kılmış tarîk-i Ahmed-i Muhtâr’a su
Seyyid-i nev’-i beşer deryâ-yı dürr-i ıstıfâ
Kim sepüptür mu’cizâtı âteş-i eşrâra su
Kılmak için tâze gül-zâr-ı nübüvvet revnakın
Mu’cizinden eylemiş ızhâr seng-i hâra su
Mu’cizibir bahr-ı bî-pâyân imiş âlemde kim
Yetmiş andan min min âteş-hâne-i küffâra su
Hayret ilen parmağın dişler kim etse istimâ
Parmağından verdiği şiddet günü ensâra su
Dostu ger zaehr-i mâr içse olur âb-ı hayât
Hasmı su içse döner elbette zehr-i mâra su
Eylemiş her katreden min bahr-ı rahmet mevc-hîz
El sunup urgaç vuzu için gül-i ruhsâra su
Hâk-i pâyine yetem der ömrlerdir muttasıl
Başını taştan taşa urup gezer âvâre su
Zerre zerre hâk-i der-gâhına ister salınur
Dönmez ol der-gâhtan ger olsa pâre pâre su
Zikr-i na’tın virdini derman bilir ehl-i hatâ
Eyle kim def-i humâr için içer mey-hâra su
Yâ Habîba’llah yâ Hayre’l-beşer müştâkınam
Eyle kim leb-teşneler yanıp diler hem-vâre su
Sensin ol bahr-ı kerâmet kim şeb-i Mi’râc’da
Şeb-nem-i feyzin yetirmiş sâbit ü seyyâra su
Çeşme-i hurşîdden her dem zülâl-i feyz iner
Hâcet olsa merkadin tecdîd eden mi’mâra su
Bîm-i dûzah nâr-ı gam salmış dil-i sûzânıma
Var ümîdim ebri ihsânın sepe ol nâra su
Yümn-i na’tından güher olmuş Fuzûlî sözleri
Ebr-i nîsandan dönen tek lü’lü-i şeh-vâra su
Hâb-ı gafletten olan bîdâr olanda rûz-ı haşr
Eşk-i hasretten dökende dîde-i bîdâra su
Umduğum oldur ki rûz-ı haşr mahrûm olmayam
Çeşme-i vaslın vere men teşne-i didâra su